5 Ocak 2008 Cumartesi

SEN YOKSUN...

SEN YOKSUN...

Güneşli bir gün ve temiz bir havanın içinde bulutlarda yürüyorum... Normal insanlar için yaşanası saatler bunlar... Benim içinse ağaçların yeşiline takılmış bir uçurtmadır hüzün... Sen yoksun...

Her baktığım nokta yüzünden bir parça.. Şurası gözlerin, şurası yanaklarından çenene dökülen küçük gamzelerin tümseği.. Şu çiçekler kızıla çalıyor biraz, ellerimde bir orman kızılıydı onlar.. İşte şu parkta çillerinden oluşan küçük çakıl taşları var... Saymış mıydım hepsini, hepsi de benden bir parçaydılar... Toprağa daireler çiziyorum, kahverenginin en güzeline çalan gözlerinden öpüyorum.. Yatsam uzansam şuraya, kim ne diyebilir ki bana.. Sana kavuşuyorum sonuçta... Sen yoksun...

Adım adım arşınlıyorum sokakları... Bir adam boş bakışlarımı yakalıyor gülümseyerek... Betondan farkı var mı bilmiyor. Bir kadın selam veriyor öpüp kucakladığı da kim ben miyim.. Hoş sohbet selam sözcükler havada uğulduyor... Duymadığıma şaşırmıyorum bile.. Bakıyorum sadece, yüzümde asılı kalmış bir sahte gülümseme... Sen yoksun...

İçimde gergin saatler.. Senin yokluğunda senin çokluğuna, içime sığmayışına, barajını yıkıp geçen bir nehir gibi, göğüs kafesimi kırışına ne demeli.. Ne demeli şimdi tuzlarından gözkapaklarımı açamadığım birikmiş gözyaşlarıma... Sana doyamayışıma, elimde yeni kesilmiş palmiye dalı, deli divane dolanışıma ne demeli.. Bizim şarkımızı söylerken -ki hiç de hüzünlü olmadığını bilirsin- sokaklarda ağlaya ağlaya göbek atışıma ne demeli.. Beni bilirsin, sen de kınama... Seni yaşıyorum sonuçta... Sen yoksun...

Bir zamanlar su gibi geçen zaman hangi adrese taşındı bilmiyorum.. Ardında bir not bile bırakmadan çekip giderken yerine geçmek bilmez dakikaları nöbetçi bırakmış.. Başım dik mi evet, göğsüm gergin evet , gözlerim gülüyor mu kesinlikle evet.. Peki neden içimde bir oynak bıçak gezinmekte.. Her nefeste bir oramı bir buramı kesmekte... Sebebi belli, ben de biliyorum... Seni deliler gibi özlüyorum sonuçta... Sen yoksun...

Sen yoksun yalnızım,

sokaklar yalnız kaldırımlar yalnız, yalnızlığa uzanıyor öylece caddeler.
Sen yoksun yalnızım, soğuk bir kimya işliyor ruhumu...

Sen yoksun yalnızım, yokluğuna ektim hüzünlerimi...



Küçük alıntı bir hikaye benim çok hoşuma gitti

1 yorum:

Tahire...( Kız kulesi ) dedi ki...

Sen yoksun yalnızım, yokluğuna ektim hüzünlerimi...

Sen yoksun yokluğunda çırpınıyor yüreğim :(

Çok güzel bir yazı cnaım,teşekkürler..