30 Ağustos 2009 Pazar

Hindistancevizli Limon Şurublu Kek ve Afyon Yolculuğu

Ramazan ramazan nerden çıktı bu kek tarifi demeyin.İftardan sonra çayın yanında bir dilim kek iyi gider diye düşündüm:) Benim aklım hep yemeye çalışıyor galiba :P
Neyse diyetisyenciğim iftardan iki saat sonra 1/2 süt ve bir dilim kek yememi söylemişti :) bende söz dinledim kek yaptım.Sizinde mideniz kazınıyorsa ya da itardan sonra çaya misafiriniz gelecekse yapın yiyin,yedirin derim....
Bu sabaha karşı Afyon'a doğru yola çıkmış olacağımız için iki gün kadar yokum.Geldiğimde görüşürüz hepinize hayırlı iftarlar dilerim:)


Yeni aldığım limon aromasını denemek için yaptığım harika bir kek.Klasik bir kek tarifi fakat içinde limon aroması var.Konmasa da olur.Siz canınız nasıl isterse öyle yapın.Zaten buram buram limon kokmuyor sadece bu aromayla yaptığınız zaman kekinizi.Nedeni limon şurubumuzun cinsindenmiş cicişim öyle demişti:)bende eski yöntemle limon suyu ve kabuğunun rendesini ekledim kekime....
Buyrun tarifme;





Malzemeler
3 yumurta
1.5 bardak şeker
3 bardak un
1 bardak süt
1 bardak sıvı yağ
2 paket k.tozu
1 limon kabuğu rendesi
1 limonun suyu
1 tatlı kaşığı limon aroması
1/2 çay bardağı hindistancevizi


Yapılışı:yumurta ve toz şeker bir kabın içerisinde köpük köpük olana kadar çırpılır.Un, sıvı yağ,süt ve kabartma tozu eklenerek bir süre yine mikserle ya da çıpma teliyle çırpmaya devam edilir. Uygun kıvama gelince limon kabuğu rendesi,limon aroması,hindistancevizi ve limon suyu konduktan sonra, kek bir tahta kaşıkla güzelce karıştırılır, yağlanmış kalıba dökülür.Kızgın fırında 30 -35 dk kadar pişirilir.

Afiyet Olsun...

Not:Kek pişerken kesinlikle fırın kapağı açılmaz, aksi halde kabaran kekin sönmesine neden olursunuz ve güzel sonuç alamazsınız...

28 Ağustos 2009 Cuma

Amcamlarda ve Büyük halamlarda İftar :)

Dün akşam aile iftarlarımızı sonlandırdık.Arka arkaya nefes almadan iftarlarımızı tamamladık bu yıl bundan önce ki yazımda da bahsettiğim gibi halamın burda olması sebebiyle bir haftaya sığdırdık iftarlarımızı:) Sahurdan sonra halamları (Almanya )yolcu ettik.Şimdi evlerine varıp, çoktan dinlenmeye çekilmişlerdir.Halamın sofrasının fotoları yok :( menüyü paylaşıcam sizlerle ) Bu güzel sofrayı yengem bizler için hazırlamıştı:) Çorbamı içip on dakika ara verdiğim için fotoğraf işi bu sene kolay oldu (cicim sağolsun makina sponsorum:)

Buyrun fotolarımla başbaşasınız;

Yengemin menüsü;

*Süzme mercimek çorbası
*Bezelyeli pilav

*Ispanaklı kol böreği
*Fırında sebzeli top köfte
*Çoban salatası
*Çeşitli iftariyelikler
*Aşure



İkinci masamız:) üçüncüsüde vardı :)

Fırında sebzeli top köfte


Servis tabağımızdan bir görüntü (tarifler yakında)


Çok harika bir börek :)):)) sülalece ıspanaklı böreği yengemin elinden yemesine bayılırız...


Tatlımız aşure:) Ramazan yaz aylarına denk gelince arada bir hafif tatlılar iyi geliyor insana:)


Gelelim halamın menüsüne;

*Yayla çorbası

*Fırında orman kebabı

*Pilav

*Peynirli milföy börek

*Çeşitli iftariyelikler

*Turşu

*Revani

26 Ağustos 2009 Çarşamba

İlk Aile İftarımız :)

Geçtiğimiz pazar akşamı ilk toplu iftarımızı küçük halamlarda gerçekleştirdik.O günden beri arka arkaya iftarlarımızı tamamlıyoruz.Siz bu yazıyı okurken bende akşam ki iftarımız için hazırlık yapıyor olacağım.Ramazan ayının bu sene Almanyada yaşayan halamın iznine denk gelmesi dolayısıyla ve cuma günü izni biteceğinden arka arkaya toplandık.Bu akşam bizdeyiz. Yarın son iftarımızı amcamlarda yapıcaz inşallah ve toplu iftarlarımızı sonlandırıcaz.
Tam üç sofra (birisinin fotosu yok:) kurulmuştu ancak sığıyoruz. İki eniştem ve büyük halamın üç kızı dışında tam kadroyduk.Ben çok seviyorum toplu iftarlarımızı:) Allah nazardan saklasın çok keyifli geçiyor.Evlenip çoluk çocuğa karıştığımızda da eve zorla sığarak toplanırız herhalde :
çünkü şu an otuz iki kişiyiz maşallah dimi kızlar:):):)

Gelelim halamın menüsüne;

*Mercimek çorbası

*Şehriyeli nohutlu pirinç pilavı

*Yalancı beyti (tarifi yakında)

*Orman kebabı (tarifi yakında)

*Zeytinyağlı Yaprak sarma

*Çoban salata

*İftariyelikler

*Biber turşusu

*Şekerpare

*Tulumba





İkinci soframız :) kuzenlerim bu masadaydı...

Bu servis tabağımızdan bir görüntü.Fotoğraflar aceleye geldiğinden biraz kötü idare ediceksiniz artık :)



Tatlımız misss gibi şekerpare:) Biz ailecek çok severiz şekerpareyi ....

24 Ağustos 2009 Pazartesi

Tavuklu Ispanak

Birkaç günlük zorunlu mola verdim.pc azizliğine uğradım yorumlarınıza geç dönebildim ( yorum bıraktığınız yazıların altına cevapladım kızlar) o yüzden kusuruma bakmayın.
Bana ödül yollayan Pembe Tatlarıma,Düşbahçesine ve Ayşeye çok teşekkür ederim:)
Mübarek ramazan ayında pek pişirilmese bile böreklerde kullanmak için bizde bulunur.Rumelililer başta pırasalı olmak üzere ıspanaklı böreği de pek severler:) faydalı bu güzelim yeşil sebzeyi mevsiminde soframızdan eksik etmeyin.
Ispanak yoğurtla yemesine doyum olmaz.Salatası,yemeği ve eşsiz böreğine hayır demem sık sık yapar yerim.Sevdiğim belli oluyor değil mi ? tek tük marketlerin manav reyonlarında ya da pazarda görünce dayanamayıp arada alıyorum.Böreğe koyarım.Yemeğini yaparım diye işte bu ıspanaklarda pazardan iki üç hafta önce alınmıştı:)
buyrun bilmediğiniz :P tarifimle başbaşasınız;
Şimdiden hepinize hayırlı iftarlar dilerim:)






Malzemeler
1 kilo ıspanak
2 adet olgun domaetes
1 yemek kaşığı biber salçası
1 yemek kaşığı domates salçası
2 adet orta boy ince kıyılmış soğan
1 adet acı sivri biber
2 tatlı kaşığı tuz
1 tatlı kaşığı toz kırmızı biber
sıvıyağ
100 gr tavuk kıyması
2 yemek kaşığı pirinç


Yapılışı:Ispanaklar ayıklanır, iyice 4 - 5 su yıkanır (mümkünse elle parçalara ayrılır )Sıvıyağ ve soğanlar tencereye alınır iyice kavrulur.Domateslerin kabukları soyulur.Küçük küçük doğranır ve kıymayla birlikte tencereye alınır.Biraz kavrulduktan sonra biberler doğranır bir iki çevrilir.Salçası ve baharatları eklenir güzelce karıştırılır ve ıspanaklarda eklenir tencerenin kapağıyla bir kapak su ilave edilerek kısık ateşte pişmeye bırakılır.Ispanaklar sinince pirinci eklenir ve pirinçler yumuşayıp yemek suyunu çekene kadar pişirilir.

Afiyet Olsun:) Bereketli,huzurlu,mutlu iftarlarınız / iftarlarımız olsun inşallah...

22 Ağustos 2009 Cumartesi

Patates Yemeği

Bağlantı sorunum dün hal oldu çok şükür:)
yazılarım otomatik güncellendi fakat ben takip edemedim, cicim sağolsun sizleri haberdar etti.Yorumlarınızı yazdığınız postların altına cevapladım yarın inşallah bir yazı yazıp açıklarım tekrar kendinize iyi bakın sevgiler:) yazının içine girdim ama idare edin artık...
Ben patatesi de pek severim.Vazgeçilmezlerimin arasındadır.Her haliyle tüketebilirim ayrım yapmam:)Ramazanda da yemek lazım patates tok tutar insanı...
bu sefer etsiz,kıymasız sadece patates pişirdim biraz da acı yaptım afiyetle yedik biz sizde pişirin acı biber turşusu ve taze ekmekle bir güzel yiyin:)
Buyrun tarifime;



Malzemeler


1 kilo patates
1 yemek kaşığı acı biber salçası
1 yemek kaşığı domates salçası
3 - 4 yemek kaşığı sıvıyağ
2 tatlı kaşığı tuz
1 tatlı kaşığı toz kırmızı biber (acı)
3 adet orta boy yemeklik doğranmış soğan

Yapılşı:Patatesler soyulur,yıkanır,istenilen boyutlarda kesilir.Kenara alınır.Doğranmış soğanlar sıvıyağla beraber tencereye alınır rengi dönene kadar kavrulur.Salçaları eklenir (et,kıyma kullanılacaksa bu aşamada ilave edilir.Suyunu çekene kadar kavrulur)kavrulur.Patatesler,bir iki bardak su ve baharatlar eklenir.Kaynayana kadar harlı ateşte,kaynadıktan sonra kısık ateşte pişmeye bırakılır.

Afiyet Olsun:)

NOT: Aysultanın net bağlantısında bir problem olduğu için aramızda olamıyor. Yorumlarınıza geldiği zaman geri dönüş yapacak inşallah..

21 Ağustos 2009 Cuma

Ramazan Geldi Hoşgeldi & Çocuklar ve Ramazan

Bugün 1 Ramazan geldi mübarek ay:)
Bu eşsiz ayın tüm güzelliklerinden sonuna kadar hepimiz hakkını vererek faydalanırız inşallah hakkıyla geçiririz.Herkese hayırlı,huzurlu,bereketli ramazanlar ve iftarlar dilerim.
Eski tarihli köşede kalmış bir yazı daha paylaşıcam sizlerle bence çok da önemli,dikkat edilmesi gereken hususları içeriyor.
Buyrun beraber okuyalım hatırlayalım;


Çocuklara Ramazan’ın farkını hissettirin
Çoğu insan orucunu işyerinde açacak. Hiç olmazsa ilk günde imkanlarınızı zorlayıp orucunuzu evinizde ailenizle birlikte açmaya çalışın! Çocuklar Ramazan'ın farkını hissetsin!
Teravihe çocuğunuzla gidin
Elinden tuttuğunuz çocuğunuzla birlikte teravih namazına gidin. Namazdan sonra, önce çocuğunuza küçük; ama onun hoşuna gidecek bir hediye verin. Sonra yanınıza aldığınız çikolata ya da şekerleri teravihe gelen diğer çocuklara dağıtarak onlara Ramazan’ın rahmet yüzünü bir kere daha gösterin.
Ekonomik durumunuz iyiyse bunu sık sık yaparak camiye gelen çocukları sevindirin.
Çocukları camiden kovmayın
Teravihtesiniz, huşu ile namazınızı kılıyorsunuz. Çevrenizde yüzlerindeki rahmetten izlerle muzipçe dolaşan hatta safların arasında koşuşan çocuklar var. Halden anlamayan bazı nadanların onların koşuşturmasından rahatsız oldukları belli.
Çocuklara kızarak sert sert bakışları ile onları azarlayanların aksine, siz nazarınıza rahmeti yerleştirin ve kendilerinden hoşnut olduğunuzu izhar edin. Namazdan sonra da karşılaştığınız çocuğun başını okşayıp onu tebrik ederek “Allah ibadetinizi kabul etsin” deyin.
Çocukların dinî eğitiminde bu ay bir fırsattır
Eğitim, büyüklerin kendilerini takip eden nesli her yönden geliştirmek, çelişki ve tutarsızlıklardan kurtarmak, ahenkli davranış ve olgunlaşmış şahsiyete ulaştırmak için gösterdiği çabalar bütünüdür. Eğitim için müsait ortamın, heyecanın, motivasyonun ve uygulama yapma imkânının bulunması şarttır. Çocuklara İslâmi eğitimin kazandırılmasının en müsait ortamlarından biri de Ramazan ayıdır.
Heyecan, eğitimi hem kolaylaştıran hem de zorlaştıran bir husustur. Bu itibarla heyecanın eğitime verdiği olumlu ve olumsuz olmak üzere iki yönlü etkisi vardır. Öğrenilecek şeyle aynı yönde olan heyecanlar eğitimi kolaylaştırır; fakat öğrenilecek şeyle zıt yönde olan heyecanlar eğitimi zorlaştırır. Meselâ Ramazan ayının heyecanı, İslâmi terbiyeyi kolaylaştırarak İslâm eğitimine olumlu bir katkıda bulunur. Bunun yanında İslâm örf, âdet ve ahlakıyla uzaktan yakından hiç alâkası olmayan bazı bayramların heyecanı ise çocukların İslâmi terbiyeyi kazanmalarına engel olur. Heyecanın en büyük neticesi motivasyonu ortaya çıkarmasıdır. Kısaca motivasyon, öğrenilecek şeye karşı iradeli olarak ilgi ve merak duymaktır. Herhangi bir şeye ilgi ve merak duymadan onu öğrenmek mümkün değildir. Bu sebeple ilgisizlik ve dikkatsizlik, öğrenme ve anlamaya engel olan kalbe çekilmiş bir perdedir. Artık bugün çocuğa motivasyon kazandırılmadan eğitim ve öğretim yapılamayacağı bütün dünya eğitimcileri ve pedagogları tarafından kabul edilmiş bir husustur. Bunun yanında halkımız arasında "Merak ilmin hocasıdır" sözü yıllardır kullanılmış ve adeta atasözü haline gelmiştir.

En büyük muallim ve terbiye edici olan Kainatın İftihar Tablosu Peygamber Efendimiz (sas) de, bir şeyler anlatmak istediğinde ashabının ilgi ve merakını uyandırarak motivasyonunu artırırdı. Bütün bunlardan da anlaşılıyor ki, Müslüman anne–babanın yapacağı ilk iş, çocukta harekete geçirici güç olan ilgi ve merakı temin etmektir. Bu sebeple dikkati toplamak için mübarek Ramazan ayı, oruç, teravih namazı, imsak ve sahur gibi çeşitli motiflerden faydalanmak lazımdır.
Çocuklar sizi namaz kılarken görsün Bugün bir başlangıç yapın.
1,5-2 yaşından büyük çocuğunuz varsa onların bulunduğu bir ortamda namaz kılın. Onlar sizlerin önlerinize gelsin, sırtınıza çıksın. Onlara müdahale etmeyin. Peygamberimiz de bu şekilde davranmıştı.
Çocuklarınız sizi namaz kılarken görsün. Bu onun zihnine yerleşecek ve ileride evde sizin yaptıklarınız adına çok önemli bir hatıra olarak kalacaktır. Mümkünse namazlarınızı evde eşlerinizle birlikte cemaat yaparak kılın. Böylece namazınızın yirmi yedi kat daha fazla sevap getireceğini Efendimiz (sas) haber veriyor.

Kaynak: Zaman Gazetesi, 2003, Ramazan

19 Ağustos 2009 Çarşamba

KURS DA DİYET ÖĞLE YEMEĞİ :)

Bu yazı kardeşim ve cicişimle dikiş kursuna giderek değerlendirdim.Ciciş başka bir kurs nedeniyle sonlandıramadı kursu ama başta beraberdik.Kendime üç cici etek diktim (ilikleri açılmak için bekliyor hala kalkıp yapmak lazım yoksa kalır (bilenler bilir...)daha önce gittiğim dikiş kurslarından kalma üç gömleğimi ve bir pantalonumu hal yola soktum (bir iki minik işi var ilik,düğme gibi...)kurs benim eski işleri bitirmeme yetmedi bir ay daha gitsem anca toparlardım heralde işlerimi:)
Dikişin ;biçki,kalıp,çizim,teğel aşamalarını pek seviyorum.Eteğimi teğelleyip prova ettikten sonrası benim canımı sıkıyor.Makina işin içine girince bişeyler oluyor bana bu huyumdan vazgeçmem lazım:( ya da ben biçicem kesicem birisi dikicek :)
varsa böyle biri gelsin yanıma :)
Geçtiğimiz hafta kursumuz bitti güzel bir veda partisi yaptık.Herkes birşeyler yaptı getirdi kurduk soframızı yedik afiyetle:)bende kurabiye ve tart yaptım (tarifleri yakında)tabi foto yok çünkü makina yok :(
Cuma günüde sergimiz vardı, kurs genelinde yaptığımız işlerden seçmelerin yer aldığı birkaç gün sürecek güzel bir sergi:)
Sertifikamızı aldık.Bir daha ki yaza belki tekrar giderim (kalan işlerim için...)
Ben anlayacağınız yaz günlerini tatilde değil,kursda geçirdim buna çok şükür sağlıklıyız ya tatil olsa da olur olmasa da:P




Gördüğünüz nevale kursdaki öğle yemeğimiz.Zeynep abla kursa göre ayarlamıştı diyet listemi seçeneklerim: simit/sandiviç/tost ve ayrandı
Ben domates ,salatalık ,ayran eşliğinde simiti tercih etmiştim o gün cicişde resimlemişti...
İşte böyle güzel bir gün geçirmenizi dilerim:)

18 Ağustos 2009 Salı

Kabak Salatası



Ben salata delisiyimdir.Salata yapmayı çok severim.Yapıp yedirmeyi daha çok severim.
Kabak sever birisi olunca kabak salatasına karşı elimde olmadan daha bir iştahlı oluyorum ister istemez.Genelde kabağı çiğden rendeleyip,ceviz ilavesiyle yaparım.Bu sefer değişiklik yaptım biraz böylede leziz oldu :)
buyrun sizi tarfimle başbaşa bırakıp aradan çekiliyorum;



Malzemeler
4 adet taze kabak
1 kase yoğurt
2 kaşık zeytinyağı
1 kaşık mayonez
2 diş sarımsak
1 tatlı kaşığı tuz
1/2 çay kaşığı karabiber (isterseniz koymayın...)
1 çay kaşığı kuru nane
1/4 demet kıyılmış dereotu

Yapılışı:Kabaklar yıkanır.Kabukları tırtıklanır ve küçük küçük doğranıp 1 çay bardağı suyla tencereye alınır.Suyunu çekene kadar pişirilir.Karıştırma kabına alınır ve soğumaya bırakılır.Soğuyan kabakların içine yoğurt,ezilmiş sarımsak,baharatlar,kıyılmış dereotu,zeytinyağı ve 1 kaşık mayonez ilave edilerek karıştırılır.Servis tabağına alınır.Bir tutam maydanoz iliştirilir ve iyice soğuduktan sonra serin serin afiyetle yenilir:)

Afiyet Olsun...

Not:İsterseniz mayonez koyduğunuz için zeytinyağını 1 kaşık ilave edin ya da hiç koymayın 2 kaşık mayonez kullanın.Keyfinize kalmış:)

17 Ağustos 2009 Pazartesi

Oruçtaki Güzellik

Arşivden başka bir güzel fakat öksüz kalmış yazı daha güncelliyorum.Unuttuklarımızı hatırlamak adına faydalı olacağını düşünüyorum.
Hayırlı haftalar dilerim buyrun okuyun ;


Alimler demişlerdir ki: oruç ve açlıkda on güzel haslet vardır:

l. Açlıkta kalb safası, gönlün hakka inkıyadı, göz keskinliği vardır. Tokluk ise aptallık ve tenbellik verir, basireti kör eder. Dimağda buharı fazlalaşdırır, bu sebeble kalbde bir ağırlık olur. Söylenen fikirlere intikal ve intibak edemez, esrarı anlayamaz.

2. Açlıkta rikkat-i kalb olur. Kalb safası da insanı münacatın lezzetini idrak etmeye hazırlar, zikrinin ve sair ibadetlerinin te'sirini görür.

3. Kalbde züll ü inkisar olur, şımarıklık gider. Cenab-ı Hakk da hadîsi kudside: "Ben, benim rızam için kalbi münkesir olanlarla beraberim", buyurmuştur. Lüzumsuz ferah ve tuğyanın başlangıcı olan, aynı zamanda büyük mahrumiyetlerin sebebi olan iftihar ve böbürlenme duygusu gider. Nefis açlıkla kırıldığı kadar hiç bir şeyle kırılmaz.

4. İnsan açlıkda belaları unutmaz, zararlara ve afetlere duçar olanları unutmaz. Tok olan açları unutur, aç olanlar ise açlığın ve belaların elemlerini bilirler. Elemli fakirleri ve zayıfları unutmazlar.

5. Açlık bütün ma'siyet arzularını kırar, devamlı kötülüğü emreden nefsin (nefs-i emmarenin) üzerine basar.

6. Açlık, insana betaet ve hamakat veren fazla uykuyu defeder. Çok yiyen ise çok içer, çok içen çok uyur, çok uyuyanın gafleti artar. Kimin gafleti artarsa hüsrana uğrar ve nedameti artar. Bu sebeble meşayih-i kiram müridi ere: "Çok yemeyiniz, çok içmeyiniz, bu sebeble çok uyursunuz ve hüsrana uğrarsınız" diye buyurmuşlardır.

7. Açlıkta ibadete devam kolaylaşır. Toklukta ise ibadet zorlaşır, ibadete devam ise daha güçleşir.

8. Açlıkta bedenler ve uzuvlar sıhhatli olur, hastalıklar def olur. Çünkü umumiyetle hastalıkların sebebi çok yemek, çok içmek, çok uyumak, kan fazlalığıdır. Hastalık ibadetlere mani olur, kalbi huzursuz eder, ibadet şevkini kırar.

9. Gayet sade bir hayat sürer, sıkıntısı olmaz. Az yemeği itiyad edinen az mala kanaat eder. Bu sebeble Rasûlullah -sallallalahü aleyhi ve sellem-: "İktisada riayet eden fakra duçar olmaz." yani maîşetinde orta yolu tutan fakir olmaz buyurmuşlardır.

10. Açlıkta sadakasını gönül huzuru ile verebilir, yemeğinin fazlasını yetimlere, miskinlere dağıtır, kıyamette de sadakası altında gölgelenir.


TAKVA İÇİN ORUÇ

Cenabı Hakk Azze ve Celle ayeti kerimede: "Orucun farzıyyeti sizin ittikanız için" buyurmuştur. Çünkü oruç insanın kuvvei şehvaniyyesini kırdığı gibi nefsin heva ve hevesini kırarak bütün azalan günahdan, isyandan ictinab ile zühd ü takvaya sebeb olacağı beyan buyurulmuştur.

Çünkü insanların dünyevî mesaisi iki şeye münhasırdır: Biri tatlı tatlı yiyip içmek arzusudur. Diğeri de kuvve-i şehvaniyyedir.

Bu iki arzu da ancak oruç ile men'edilmiş olduğu gibi tasfiye-i cesed ve bazı emraz-ı kalbiyyenin tathirine de oruç vesile olur.

Ve tıbben de midenin tashîhine vesile olduğu malum, bir hakikattir.

Muhammed bin el-Haris -radıyallahu ahn- der ki: Beş zümreye beş şeyi sordum, hepsi de aynı cevabı verdiler:

1. Tabiblere devaların en şifalısını sual ettim: "Açlıktır ve az yemekdir," dediler.

2. Hikmet ehillerine: "Allah'a ibadete en fazla yardımcı olan nedir?" diye sual ettim. "Açlıktır ve az yemektir" dediler.

3. Zahidlere, "Zühde en fazla kuvvet kazandıran nedir?" diye sual ettim. "Açlıktır ve az yemektir" dediler.

4. Alimlere, "İlim hıfzında en fazla yardımcı şey nedir?" diye sual ettim, "Açlıktır ve az yemektir" dediler.

5. Sultanlara, "Her vakit dikkatli bulunmanın çaresi ve en güzel, en lezzetli taam nedir?" diye sual ettim, "Açlıktır ve az yemektir" dediler.


Mahmud Sami Ramazanoğlu Altınoluk

15 Ağustos 2009 Cumartesi

PRENSES PASTASI (doğum günü pastam)

Çocukluğumdan beri bu pastaya bayılırım.Annem sık sık yapardı.O kadar uzun zaman olmuş ki yapmayalı hepimiz özlemişiz.Geçtiğimiz yaş günümde süpriz olarak kalkmış yapmış.Bende afiyetle diyetimi teğet geçerek yemiştim:)
Ellerine sağlık anneciğim:)
buyrun tarfimle başbaşasınız;



Malzemeler
125 gr kedi dili bisküvi

Kreması için;
50 gr margarin
75 gr süt
1 paket vanilya
2 çay bardağı un
1 su bardağı toz şeker

Çikolata sosu için;

25 gr ülker kakao
100 gr erimiş margarin
5 yemek kaşığı pudra şekeri
2 yumurta

Yapılışı:Yağı eritin.Şeker ve unun başka bir yerde karıştırıp eriyen yağın içine alın.Ocağın üstünde mikserle çırparak sütünü ilave edin.Koyulaşıncaya kadar çırpın.Ateşten indirince vanilyasını ekleyerek 5 dakika daha çırpın.Diğer tarafta sos için; eritilmiş margarini ,yumurtaları,pudra şekerini çırpma kabına alın ve mikserle bir iki dk iyice çırpın.Kakaosunuda ekleyip bir iki dakika daha çırpın.Servis yapacağınız borcama kremayı dökün,üzerine bisküvileri sırayla dizin.Pastamızın üzerine sosumuzu ortasından başlayarak dökün.İstediğiniz gibi süsleyin...

Afiyet Olsun:)


13 Ağustos 2009 Perşembe

MİM ve Ramazandaki Hedefimiz ....

Sevgili Kandil Simidi beni mimlemiş arkadaşıma teşekkürlerimi iletiyorum ve geçiyorum cevaplarıma:)




*Niçin blog yazarısınız?

Keyif aldığım,sizleri sevdiğim,güzel bir arşiv ve harika dostluklar kurmak istediğim için...

*Son zamanlarda hiç vakit ayıramadığınız bir uğraş? Bilmem ki üst baş alışverişi olabilir.Alışveriş uğraş sayılır mı?

*Şuan için imkanınız olsa gerçekleştireceğiniz hayaliniz?
Cicişimle küçük,şirin bir pastane açmak :)

*Hayatınızda iyiki yapmışım dediğiniz üç şey?
1-Diyetim ( kendim için son zamanlarda yaptığım en iyi şey vesile olan herkese ve canım diyetisyenime kucak dolusu teşekkürler :)
2-Dostlarım ( iyi ki tanımış onları:)
3-Aklıma gelmiyor :) (gelince yazarım...)


*Mutfakta en sevdiğiniz uğraş?
Yeni şeyler keşfetmek.Kendimce tarifler denemek,sizlerden aldığım tarifleri uygulamak...

*En sevdiğiniz 3 yemek?
Hepsini severim :)Sıralamam gerekliyse;
1-Sarma (etli,zeytinyağlı,yaprak ya da lahana hiç farketmez her çeşit sarmaya ölürümmmm)
2-Pasta (çikolatalısı başta olmak üzere )
3-Etli lezzetler


*Giyim konusunda abarttığınız eşya?
Hiçbirşeyi abartmam aslında ama çanta diyebilirim (güzel ve uygununu görünce içim gider )...

*Çocuklarınıza nasıl hitap edersiniz?Çocuk yoksa anne babanız size nasıl hitap eder?
Bekarım çocuğum yok.Annem ismimle hitap etmeyi tercih eder (hatta bir ismim yetmez iki ismimle ayrı ayrı seslenir:)Babamın bazen ismimle, bazen koca kızım,bazen de ilk göz ağrım der.Beni bitiren hitap şekliyse "En Sevdiğim Büyük Kızım" (hayranım bu hitaba insanın kaç tane büyük kızı olur ki :)

*Sizi anlatan bir resim?

Tam olarak beni yansıtıyor diyemem ama hafif andırıyor :P
hoşuma gitti paylaşıyorum:)



Bende Taze Nanem ve Cicimi bu mime dahil ediyorum.Sıra sizde canlarım:)

Bu güzel paylaşımı geçen sene yapmıştım.Yorumsuz öksüz kalmış köşesinde güncelleyip tekrar paylaşmak istedim.Şurda 10 gün kaldı mübarek Ramazan ayına inşallah hepimiz hakkıyla geçiririz ayların sultanı Ramazan ayını:)
Bıkmadan ,usanmadan güncelliycem bu yazıyı okumanızı ve yorumlarınızı bekliyorum
Buyrun arkadaşlar okuyun;



Bende bu mime dahil etmek istiyorum:)
Ramazan’daki hedeflerimiz neler olmalı?


Bir Müslüman olarak rahmet ve bereket ayı olan Ramazan’ı en verimli şekilde geçirebilmek için kendimize şu hedefleri belirleyelim:

Çok Kur'an-ı Kerim okumak ve hatim indirmek.

Teravih namazını 20 rekat olarak cemaatle camilerde kılmak.

İftar saatlerinde ümmeti Muhammet için çok dua etmek.

Oruçlarımı mutlaka sahura kalkarak tutmak ve sahur vakitlerini dua, namaz ve Allah’ı zikirle çok iyi değerlendirmek.

Öğrencilere, komşularımıza ve akrabalarımıza iftar vermek.

Sadaka, burs, bağış ve yardımlarımızı bu ayda biraz daha artırmak.

Allah'ın isimlerini bolca zikretmek.

Gıybet, su-i zan, yalan, dedikodu gibi günahlardan uzak durarak orucumuzu lekelememek. Ramazan’ımızı bereketlendirmek için fitremizi fazlasıyla vermek.

Çevremize hayırhâh olup bu ayda kalplerin de yumuşamasını fırsat bilerek din-i mübin-i İslam'a hizmet adına daha fazla şeyler yapmak.

Hayır ve hasenat sahiplerini yeni bir nesle sahip çıkma adına çeşitli hayırlara kanalize etmek. Kötü huy ve alışkanlıklarımızı bu rahmet ve bereket ayında tamamen terk etmeye çalışmak. ‘Ramazan tebrik ziyaretleri’ adı altında tanıdık tanımadık herkese ziyaretlerde bulunmak. ‘Her gece Kadir Gecesi olabilir’ mülahazası ile Ramazan gecelerini çok dinç olarak ibadet ve dua ile değerlendirmek.



Zaman Gazetesi
Asım Akın Işık
27.10.2003

Not:Resimler hoşuma giden netten alıntıdırlar....
">

11 Ağustos 2009 Salı

ÇATAL

Ben yapmasını da yemesini de pek severim.Benim elimden yemesini de çevremde herkes sever:)
Tarif Oktay ustadan sadece malzemelerinde bir iki küçük arttırma yaptım:)
buyrun başbaşasınız tarifimle;




Malzemeler

100 gr margarin ( yumuşak)
1 adet yumurta ( sarısı üzeri için )
1.5 çay bardağı yoğurt
1 çay bardağı sıvı yağ
1/2 çay bardağı toz şeker
2 yemek kaşığı üzüm sirkesi
2 tatlı kaşığı mahlep
1 paket kabartma tozu
1 tatlı kaşığı (silme) tuz
Aldığı kadar un (onar kaşık onar kaşık ilave ediyorum :)

Yapılışı:Yoğurma kabına margarini alıyoruz.Elimizle biraz cıvıklaştırıyoruz.Üzerine sırayla çiçek yağı,yumurta, yoğurt, sirke, toz şeker,tuzu birer birer ilave ediyoruz.(önce sıvılar karışıcak) iki kaşık un döküyoruz.Üzerine mahlep ve kabartma tozu koyup karışımı alttaki sıvı karışımla birlikte harmanlıyoruz. Aldığı kadar un ilavesiyle kulak memesi yumuşaklığında bir hamur elde ediyoruz.Hamuru 10 - 15 dk dinlendiriyoruz.Hamurdan ceviz kadar iki parça koparıp,elimizle rulo şeklinde uzatarak iki parçanın iki uçlarını birleştirip.Çatal şeklini veriyoruz.Üzerine yumurta sarısı sürüp çörek otu serpiyoruz. 180 derecede iyice kızarana kadar pişiriyoruz.

Afiyet Olsun...

Not: Bu ölçülerle 23 - 24 adet çatal çıkıyor:)

9 Ağustos 2009 Pazar

Patates Yatağında Tavuk Köfte :)

Mutfağa girdiniz aklnıza koymuşsunuz köfte yapıcaksınız.Benim gibi yoğurdunuz köftenizi baktınız sulu oldu.Ekmek eklemek de istemiyor canınız (çok ekmekli köfteyi hiç ama hiç sevmem )naparsınız ?
Benim yaptığımı yapar tepsi köftesi yaparsınız.Hep yapılandan farkı altına ve üstüne dizdiğim birer sıra patates işte bu kadar:)
Biz bayılarak yedik.Denemeyenlere tavsiye ederim.
Buyrun tarifimle başbaşasnız;



Malzemeler

1/2 kilo tavuk kıyması
2 diş sarımsak (ince kıyılmış)
1 tatlı kaşığı acı biber salçası
1 çay kaşığı tuz, karabiber
1/2 çay kaşığı toz kırmızı biber
2 soğan rendesi
1 yemek kaşığı salça
5 - 6 adet orta boy patates (halka halka dilimlenmiş)

Yapılışı:Köfte malzemeleri iyice yoğrulup beş dakika dinlendirilir.Fırın tepsisinin içine halka halka dilimlenmiş patatesler dizilir.Yoğurduğumuz köfte patateslerin üzerine döşenir.Üzerine bir sıra daha patates dizilir ve sulandırılmış salça dökülür.Önceden ısıtılmış fırında pişmeye bırakılır...

Afiyet Olsun:)


Not: Ben küçük boy fırın tepsisi kullandım.Yarım kilo kıyma için ideal oldu tepsim...

7 Ağustos 2009 Cuma

LAHANA SARMASI

Benim en sevdiğim tatlardandır sarma:)bayılarak yapar yerim.Sıkılmadan bir hafta yiyebilirim arkadaşlar o kadar severim.Yapalı çok oldu ama paylaşmak için bu kadar bekledi arşivde neyse sonuçta lahana sarmam karşınızda:)
buyrun tarifimle başbaşasınız;



Malzemeler

1 adet orta boy lahana
300 gr kıyma
2 yemek kaşığı domates + biber salçası
3 adet orta boy kuru soğan
1 su bardağı pirinç
2 çay bardağı sıvı yağ
2 tatlı kaşığı tuz
2 çay kaşığı karabiber
1/4 demet incecik kıyılmış maydanoz
2 çay kaşığı kırmızı biber
1/2 limon suyu
1 yemek kaşığı üzüm sirkesi

Yapılışı:Bir kabın içine kıyma alınır,ince ince kıyılmış soğan,salça,maydanoz,baharatlar,pirinç ilave edilir ve iyice yoğurulur.Bir tencerenin içi su ile doldurulur,içine biraz tuz atılır kaynayan suda lahana yaprakları (her yaprak içim 40 saniye ile 1 dk kadar,fazla haşlarsak sarmalarımızı saramayız lahana yaprakları parçalanır ) haşlanır,soğuduktan sonra birkaç lahana yaprağı tenceremizin altına yerleştirilir,yaprakların büyüklüğüne göre bazılarını ikiye ya da üçe(Bıçak ile yaprakların orta sert kısmını kesip çıkarın ve bu kısımları, yemegin dibinin tutmaması için tencerenin dibine yan yana dizin ) kesin.Yaprağın ince kısmına iç malzemeden koyun,önce üst kısmı asağıya dogru katlayın,sonra iki yanları kapatın ve asağıya dogru sarın.Sardığınız sarmaları tencerenin içine yan yana dizin,Arada boşluk bırakmayın.
Pişerken sarmaların açılmasını önlemek için üzerini pasta tabağı ile kapatın, Sarmaların üzerini örtecek kadar suyun içine domates salçasını,limon suyunu,sirkeyi,tuzu ve yağını koyun, karıştırıp tencerenin kenarından içine boşaltın,kısık ateşte 30 - 40 dakika kadar pişirin,arada suyunu çekip çekmediğini kontrol edin,gerekirse az miktar daha sıcak su ilave edin ( pirinçler yumuşayana kadar pişmeli sarmalarımız )
Lahana Sarması piştikten sonra üzerindeki tabağı çatal yardımı ile kenardan kaldırıp alın,tencerenin kapağını kapatın, 5 - 10 dakika kadar dinlendirdikten sonra
sıcak sıcak servis yapın...

Afiyet olsun :))

5 Ağustos 2009 Çarşamba

BERAT KANDİLİMİZ MÜBAREK OLSUN:)

Hepinize hayırlı,bereketli,huzurlu kandiller dilerim.İnşallah dualarda buluşalım bu gece,tüm güzel dileklerimiz kabul olsun.Yardımlaşma ,huzur dolu bir Ramazan geldi gelicek artık Rabbim hepimizi kavuştursun inşallah:)
Kandilimiz mübarek olsun...


Berat Gecesi Duası

Peygamber Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselam bu gece Rabbine şöyle dua etmiştir:
"Allahım, azabından affına, gazabından rızana sığınırım, Senden yine Sana iltica ederim. Sana gereği gibi hamd etmekten âcizim. Sen Kendini sena ettiğin gibi yücesin."



Hadislerle Berat Kandili


Ebu Hüreyre Radıyallahu And’dan rivayet edildiğine göre: Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem efendimiz şöyle buyurmuştur:
—“Şaban ayının on beşinci gecesinin ilk vaktinde Cebrail (a.s) bana geldi; şöyle dedi:
—“Ya Muhammed, başını semaya kaldır. Sordum.
—“Bu gece nasıl bir gecedir? Şöyle anlattı:
—“Bu gece, Allah-u Teala, rahmet kapılarından üç yüz tanesini açar. Kendisine şirk koşmayanların hemen herkesi bağışlar. Meğer ki, bağışlayacağı kimseler büyücü, kahin, devamlı şarap içen, faizciliğe ve zinaya devam eden kimselerden olsun. Bu kimseler tövbe edinceye kadar, Allah-u Teala onları bağışlamaz.

Gecenin dörtte biri geçtikten sonra, Cebrail yine geldi ve şöyle dedi: "Ya Muhammed başını kaldır. Bir de baktım ki, cennet kapıları açılmış.
Cennetin birinci kapısında dahi bir melek durmuş şöyle sesleniyor: "Ne mutlu bu gece rüku edenlere.
İkinci kapıdan dahi bir melek durmuş şöyle sesleniyordu: "Bu gece secde edenlere ne mutlu".
Üçüncü kapıda duran melek dahi, şöyle sesleniyordu: "Bu gece dua edenlere ne mutlu." Dördüncü kapıda duran melek dahi şöyle sesleniyordu: -"Bu gece, Allah'ı zikredenlere ne mutlu".
Beşinci kapıda duran melek dahi, şöyle sesleniyordu: "Bu gece Allah korkusundan ağlayan kimselere ne mutlu."
Altıncı kapıda duran melek dahi, şöyle sesleniyordu: "Bu gece Müslümanlara ne mutlu." Yedinci kapıda da bir melek durmuş şöyle sesleniyordu: "Günahının bağışlanmasını dileyen yok mu ki, günahları bağışlansın.
Bunları gördükten sonra, Cebrail'e sordum: "Bu kapılar ne zamana kadar açık kalacak?
Şöyle dedi: "Ya Muhammed, Allah-u Teala, bu gece, Kelp kabilesinin koyunlarının tüyleri sayısı kadar kimseyi cehennemden azat eder."

- Hz. Ayşe Radıyallahu Anha anlatıyor: "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem buyurdular ki: "Allah Teala Hazretleri, Nıfs-u Şa'ban gecesinde dünya semasına iner ve Kelb kabilesinin koyunlarının tüyünün adedinden daha çok sayıda günahı affeder."

Alıntıdır

4 Ağustos 2009 Salı

Mayalı Poğaça

Hepimizin bildiği gibi yarın Berat kandili konuyla ilgili harika bir yazı yazmış sizi bekliyor cicimin sayfasında ben uğramadan geçmeyin derim.
Piknikten bir lezzet,Yeşim teyzemin yaptığı yumuşacık mayalı poğaçalar:)
biz beğendik yedik sizinlede paylaşayım dedim buyrun tarifimize;

Malzemeler

1 su bardağı su
2 su bardağı süt
1 su bardağı sıvıyağ
2 yemek kaşığı kuru maya
2 yemek kaşığı toz şeker
1,5 yemek kaşığı tuz
Aldığı kadar un

İçine: 100 gr beyaz peynir

Üzerine: Bir yumurta sarısı


Yapılışı: Bir kasenin içine maya ve toz şekeri alıp karıştırın. Üzerine ılık suyu ilave edip 15 dakika mayalandırın. Maya kabarınca yoğurma kabına kalan malzemeleri ilave edip yoğurmaya başlayın. Unu ilk etapta 4 bardak ekleyin, yoğurduktan sonra gerekirse azar azar ilave edin ve yoğurmaya devan edin. Yoğurduğunuz hamurun üzerini örtep 2 saat kadar mayalanmaya bırakın. Mayalandıktan sonra hamurdan küçük parçalar koparıp avcunuz içinde açın ve içine peynir koyup kapatın. Hamuru bu şekilde bitirdikten sonra üzerine çırpılmış yumurta sarası sürün ve üzeri kızarana kadar pişirin.

Afiyet olsun...

1 Ağustos 2009 Cumartesi

Hindistancevizi Güzeli ....

Bu tatlıyı geçtiğimiz ay Tek Rumeli Tv de Emine hanım yapmıştı adını alamadık tarifin (ismini ben koydum) iyi ki yapmışlar tam bir yaz tatlısı.Hem leziz hem hafif üstelik tecrübeyle sabittir kiloda aldırmıyor:) tabii hep dediğim gibi dozunda tüketildiğinde hiçbir tatlı öcü değildir...
Taktık biz bu aralar bu tatlıya yapıp yapıp yiyoruz.En son Günümüz için yapmış afiyetle yemiştik.Günde herkes bayıldı tarifini alan alanaydı yani:)
Bence hemen bugün kalkın yapın şiddetle tavsiye ediyorum.Dua edersiniz bana :)



Malzemeler
1 su bardağı hindistancevizi
1 su bardağı galeta unu
1 su bardağı kıyılmış fındık
4 yumurta
1 su bardağı toz şeker
1 paket vanilya
1 paket kabartmatozu
1 su bardağı sıvıyağ

Şerbeti için;
1 su bardağı toz şeker
1.5 su bardağı su

Üzeri için;

1 poşet sade kremşanti + 1 su bardağı süt
kıyılmış fındık


Yapılışı:
Yumurta ve şeker iyice çırpılır.Sıvıyağ eklenip tekrar çırpılır.Hindistancevizi,galeta unu,fındık,vaniyla ve kabartma tozu ilave edilip iyice çırpılır.Yağlanmış borcama dökülür içini çekip üzeri kızarana kadar pişirilir.
Diğer tarfda şerbet kaynatılır ve soğumaya alınır.Pişen kekin ilk sıcağı çıkar çıkmaz soğuk şerbet dökülür ve kek iyice soğutulur.Şanti çırpılır.Kek soğuyana kadar dolapta dinlendirilir.Kekin üzerine güzelce yayılır.Fındık serpilir 15 -20 dk dolapta dinlendikten sonra istediğimiz şekilde dilimlenerek servis edilir.

Afiyet Olsun:)